Bu dersin konusu, altıncı yüzyıldaki başlangıçlarından
1453'e kadar Bizans İmparatorluğu'nun sanatı ve mimarisinin
incelenmesidir. Bu öykü imparator Jüstinyen'in eski Roma'nın
görkemini Konstantinopolis'te canlandırma girişimiyle
başlar. Ne ki bu çaba pek uzun ömürlü olmadı ve sonraki
yüzyılların etnik ve siyasi çatışmaları, doğu
imparatorluğunu yokuş aşağı sürükleyerek bir ortaçağ
derebeyliği statüsüne indirgedi. Jüstinyen'in
ferah ve aydınlık kiliselerinin duvarlarını süsleyen
şenlikli 'kurtuluş' sahneleri, bu süreçte yerini, mumlarla
aydınlanan loş mekanların sofu azizlerine bıraktı. Bu
yoğun mistisizm eğilimine rağmen, Antikite ile bağlar
tamamen kopmuş değildi. Bizans mozaiklerinin, fildişi
levhalarının, resimli elyazmalarının ve ikonalarının en
katı ve en dinsel olanlarında dahi, klasik hümanizmin derin
izleri sezilir. Dolayısıyla Paleologue hanedanında bile, son
bir klasisizm cereyanının yaşanması ve birçok bakımdan
İtalyan Rönesansı'nı haber vermesi, herhalde tesadüf
sayılamaz.
|