Facebook
  • Anasayfa
  • The Witcher – Vasat mı Şaheser mi?
DİNLE

The Witcher – Vasat mı Şaheser mi?

Netflix'in popüler birçok dizisinden biri olan The Witcher hakkında yazdık.

Genel olarak çok fazla dizi izleyen birisi değilimdir. Çevremdeki çoğu insanın en çok sevdiği şeylerden biri yabancı dizi izlemek olsa da iyi bir film izlemeyi çok iyi bir dizi izlemeye tercih edeceğim kesin. Dizi izlemeyi sevmememin başlıca nedeni genel olarak sabırsız bir insan olmam. İzlediğim bir şeyin sonunu o an getirememekten hoşlanmıyorum. Örneğin sabırlı olmayı başarabildiğim tek dizi olan Game of Thrones’un 6 yıl sonra sonunu getirebildiğimde sonunun yarattığı hayal kırıklığı beklentinizle orantılı olarak katlanıyor. Netflix dizilerinin bu konudaki aslında en önemli özelliği bir sezonun tamamını aynı anda yayınlaması. Çünkü bir sezonu aynı anda verince tüketmeniz daha kolay oluyor ve çoğu zaman düşünmeden diziyi izlemeye devam ediyorsunuz. Bu sayede geçtiğimiz yıl birkaç tane Netflix dizisini izleyip en azından sevdiğimi söyleyebilirim. Düzenli olarak tamamen konsantre izlediğim tek dizi olan Game of Thrones’un ardından uzun süredir yeni bir dizi izleme fikrine sıcak bakmıyordum. Ama nedendir bilinmez dizilerle ilgili tüm olumsuz fikirlerime rağmen ve hiçbir Witcher oyunu veya kitabını neredeyse hiç bilmezken Witcher dizisi için heyecanlıydım. Diziye başlayınca okuduğum birçok Witcher dökümanıyla beraber evren hakkında fikir sahibi oldum ve diziyi de aynı süre içerisinde izlemeye başladım. İlk bölümün sonunda sanırım bu dizi bir başyapıt olacak inanılmaz bir şey bu diye düşünüyordum sonrası en azından benim için bir faciaya dönüştü. Peki ya sonra ne oldu? 

The Witcher'ın Zaman Çizgileri

witcher karakterleri

The Witcher’a çok motive bir şekilde başlamamın en önemli nedeni arkasında inanılmaz büyük bir evren bulundurmasıydı. İyi kurgulanmış fantastik evrenlerin uyarlamaları genelde çok fazla insan tarafından sevilir. Örneğin Game of Thrones ve Lord of the Rings gibi evrenlerin arkasında büyük yazarların bulunuyor olması aslında dizi veya film uyarlamalarının da başarısını büyük ölçüde belirler. Çünkü büyük bir yazarın anlattığı hikayeler ve diyalogların hepsi ustaca kurgulanmıştır. Yazıda ara sıra Witcher’i tür açısından çok benzettiğim Game of Thrones (  GoT ) ve Lord of the Rings (LOTR) ile karşılaştıracağım. The Witcher’in ilk bölümüne de evren hakkındaki ufak bilgim ve büyük bir heyecanla başladım. İlk bölüm bittiğinde inanılmaz memnun olmuştum çünkü dizinin gerek evreni anlatış yapısı gerek olayları anlatış biçimi ve en önemlisi dizinin ana karakteri Geralt’ın yansıtılış biçimi çok hoşuma gitti. Olaylar benim için sarpa sarmaya 3.bölümden sonra başladı. Çünkü The Witcher’in aslında hikayeyi düzgün anlatamadığını fark ettim. Dizinin atmosferi mükemmel ilerliyordu ama ben bir şeyleri anlayamıyordum. Normal dizi ve filmlerin çoğunda bir zamandan öteki bir zamandaki karaktere geçildiğinde zaman ya normal bir şekilde direk hangi zamanda olunduğu söylenerek verilir ya da dolaylı bir yoldan karakterler üzerinden dolaylı olarak verilir. Witcher’in en kötü noktası benim için buydu. Witcher’in tüm bölümlerinde 3 farklı karakterin hikayesini izliyorsunuz ama hangi karakterin hangi zamanda geçtiğini ancak 3-4 bölüm sonra anlıyorsunuz. Dizi o sırada size zamanı konuşmalar ve olaylar üzerinden vermeye çalışıyor. Ama yeni başladığınız fantastik bir dizide evren hakkında hiçbir fikriniz olmadan bunu anlamanız kesinlikle imkansız. Zaten böyle evrenlerin en belirgin özelliklerinden biri çok fazla karakter barındırması. İlk birkaç saat tüm karakterleri öğrenmeye çalışmakla geçirdiğinizden kimin hangi zamanda olduğunu fark etmeniz baya zor oluyor. Bu diziyi oyununu oynamadan veya kitabını okumadan izleyecek bir sürü insan vardır. Ama Witcher’in kurgusu son derece kötü ve ilk bölümlerde zamanı karakterler üzerinden vermeye çalışması maalesef çok başarısız bir deneme olmuş. 

The Witcher'ın Oyuncu Seçimleri

witcher ciri

Netflix’in yapımlarında kullandığı oyuncu seçimleri her zaman tartışmalıdır. Karakterleri çoğu zaman gruplandırıp daha fazla insana hitap ettiklerini düşünüp karakterlerin orijinal hallerini değiştirirler. Daha önce 2010’larda sinema nasıl değişti yazımda bahsettiğim gibi herhangi bir karakterin orijinal halinin sırf politik doğruculuk adına değiştirilip daha fazla kişiye ürünü satmaya çalışma çabasını doğru bulmuyorum.  The Witcher’in oyuncu seçimleri de yine çok tartışmalı. Öncelikle ana karakterlerden Geralt’ı canlandıran Henry Cavill, inanılmaz bir Witcher olmuş. Henry Cavill – Witcher uyumu sık sık gözünüze çarpılıyor ve sürekli Geralt’ı kılıç sallarken görmek istiyorsunuz. Maalesef diğer kısımlarda ise kötü seçimler çoğu zaman göze batıyor. Tolkien tarafından yaratılan kuzeyde yaşayan kurgusal bir evren olan elf ırkını, The Witcher dizisinde bir anda siyahi olarak görebiliyorsunuz. Bu çok eğreti duruyor çünkü mantığı yok. Diğer yandan yukarıda resmini gördüğünüz Triss karakteri kitaplarda ve oyunlarda turuncu saçlı ve beyaz tenliyken diziye esmer tenli olarak uyarlanmış. Witcher dizi olarak karakterlerde çok fazla kitaba sadık kalmamış bu da uyarlamada insanın üzerinde negatif bir etki yaratıyor.

The Witcher'da Görsellik Nasıl Olmuş?

witcher netflix

The Witcher inanılmaz büyük bütçeli bir dizi. Şimdiye kadar yapılmış en büyük bütçeli Netflix dizisi. Genel olarak dizinin atmosferi çok güzel, evren çok güzel bir şekilde resmedilmiş ve efektler çoğu zaman güzel görünüyor. Ama Witcher’in hiçbir şeyi tam olmadığı gibi bu kısmı da maalesef tam olarak yeterli değil. Bazı sahnelerde CGI inanılmaz kötü kullanılmış ve bu kısımlar inanılmaz tat kaçırıyor. Yukarıda verdiğimiz resim sadece bir örnek. İlk bölümlerde CGI çok başarılı kullanılırken finale doğru bu çok başarısız bir hal alıyor ve bazı sahnelere gülmeye başlıyorsunuz. Örneğin yukarıdaki sahne slow motion bir şekilde bir karakterin düşüşünü gösteriyor ve bu sahnenin sizin için etkileyici olması gerekirken komik oluyor. Diğer yandan ana karakteri Witcher yani Rivyalı Geralt’ı seyrettiğiniz sahneler çoğu zaman çok etkileyici ve kılıç dövüşü sahneleri cidden çok başarılı. Ama garip bir şekilde bazen Geralt’ın önüne diğer karakterler çok fazla geçiyor ve bazı bölümlerde Geralt’ı çok az görüyorsunuz. Normalde kitaplarda ve oyunda Witcher karakterinin kendine özgü yetenekleri var, bunları dizide çok az görüyorsunuz ki bence bu da büyük bir eksi. Hikaye anlatışındaki başarısızlıklar bazen sahnelere de yansıyor. Bazı sahnelerde gereğinden fazla duygu ve oyunculuk var ki bu da komik görünen yanlardan biri.

Karar!

The Witcher benim için başlangıçta mükemmel gelen sonrasında giderek vasat bir hal alan ve bitirdiğimde mutsuz bir şekilde ayrıldığım bir dizi oldu. Dizi Netflix’in en başarılı yapımlarından biri ve muhtemelen izleyen birçok insanı mutlu edecektir. En azından dizi aradığınızda oturup izlediğinizde sizi mutsuz etmeyecek bir dizi. Ama bence en kritik olan şey dizinin çok iyi olabilecekken yaptığı acemilikler buna rağmen yukarıda yazdığım tüm olumsuzluklara rağmen dizinin hala iyi olabileceğini düşünüyorum, umarım gelecek sezonlarda bu olumsuzluklarla karşılaşmayız.

Türkçe
Ege Demirci
Sabancı Üniversitesi Lisans Öğrencisi