Facebook
  • Anasayfa
  • Tarihimizden Bir Bilim Öncüsü - Remziye Hisar
DİNLE

Tarihimizden Bir Bilim Öncüsü - Remziye Hisar

Cumhuriyet Dönemi'nin önemli bilim kadını Remziye Hisar hakkında yazdık.

Cumhuriyetin ilk yıllarındaki akademiyi ve akademinin içindeki değişimleri, birinci ağızdan anlatan kitaplardan biri olarak söyleyebileceğim, Mehmet Ali Alpar Hocamız'ın Cumhuriyet döneminin ilk bilim kadınlarından Remziye Hisar’la yaptığı röportaj, İş Bankası Yayınları ve Bilim Akademisi işbirliğiyle geçtiğimiz yıl yayınlandı. Yakın zamanda okuduğum bu kitap, bir biyografi niteliği taşıyor. İsmi Bilimin Öncü Kadını Remziye Hisar.

Remziye Hisar’ın hikayesi II.Abdülhamid döneminden Cumhuriyet’e kadar uzanmaktadır. Bu dönem akademi dünyası açısından hem tartışılan hem de hızlı geçen bir değişim dönemi oldu. Darulfünun, 1933’teki tartışmalı üniversite reformu, Almanya ve Fransa ekolüyle yeni oluşturulmaya çalışılan akademi, kurulan enstitülerdeki araştırma şartları, Teknik Üniversite’nin kuruluşu bazı örnekler olarak gösterilebilir. Bu değişim sürecinden bir çok bilim insanı yurt dışında eğitim görme, araştırma yapmayı öğrenme, tecrübe edinme imkanı da buluyordu. İşte bu yurt dışında tahsil görmüş birkaç kişiden biri de bilim kadını Remziye Hisardı. Bu kitap da o dönemi anlatması açısından ve  onun görüşleriyle bütün bir tarihi sürece bakmak isteyenler için gayet iyi bir seçim olacaktır.

Bilimin Öncü Kadını
 

Remziye Hisar Kitap

İçerikle alakalı biraz daha bilgi verecek olursak; Remziye Hanım önce, Osmanlı Devleti’nde, ilk ve orta öğretim kız okullarına öğretmen yetiştirmek için açılan Darulmuallimat'ı bitirmiştir. Ardından o zamanki adı Darulfünün olan, bugünün İstanbul Üniversitesi Kimya bölümündeki üç kadın öğrenciden biri olmayı başarmıştır. Kimya tahsilini bitiremeden muallime yani kadın öğretmen olarak hizmet vermek üzere Azerbaycan’a gitmiş, ve burada ünlü fizikçi ve bugün adına bir enstitü bulunan Feza Gürsey’in babası, kendisinin bir dönem eşi Süreyya Bey ile tanışmıştır. Daha sonra Rus işgalinin etkisiyle İstanbul’a geri dönen Remziye Hanım devamında muallime olarak gittiği Adana’dan, kimya tahsili almak üzere Paris’e, Sorbonne’a gitmiştir. Tabii, o dönemde Sorbonne’da Nobel Ödüllü Perrin, Lutesyum elementinin kaşifi Georges Urbain ve Madam Curie gibi tanınmış bilim insanlarının olması Remziye Hanım’ı oldukça etkilemiştir.

Remziya Hisar Profesör

Kitaptaki röportajda Remziye Hanım'ın, kimyanın yanında matematik tahsilinin önemine de değindiğini görüyoruz. Takip eden senelerde Türkiye’ye dönmesi ve tekrardan Paris’e gitmesi, ardından doktorasını bitirmesine üç ay kala Türkiye’ye tekrar çağırılması onu epey üzmüştür. Sorbonne’da bulunduğu dönemde dahi yüksek tahsildeki kadın sayısının azlığı dikkat çekiciydi. Yanında çalıştığı Mösyo Pascal’ın tek hanım öğrencisi olan Remziye Hanım için şunları söylediği bilinmektedir: "İlim hayatımdaki en büyük mükafatlarımdan biri oldu". Bilgiyi talep eden ve onu marifet anlamında kullanan bir insan için ‘marifet iltifata tabidir’ kıstası pek tabii geçerli olacaktır.

Dönemin üniversite reformlarındaki rastgele ve liyakatsiz işleyişiteki özensizlik, Remziye Hanım tarafından sıklıkça dile getirilmiştir. Bu Türkiye’deki akademi kariyerinde İstanbul Üniversitesi’nden ayrılmasına yol açmıştır.

Örnek Bir Cumhuriyet Kadını
 

Remziya Hisar  ailesi

Remziye Hisar Cumhuriyet Dönemi'nde kadının iş hayatına dahil olma sürecine muazzam bir örnektir. Nice kadın bilim severleri de etkilemiştir. Kitap için ise 20.yy’ın ilk çeyreğinde dünyaya gelmiş bir kadının ‘bilim insanı’ olma sürecinde yaşadığı sancıları, akademiye dahil olma çabalarındaki zorlukları anlatması açısından bir bilim tarihi belgesi diyebilirim. Bu kitapla birlikte bir önerim de, Remziye Hisar'ın İTÜ'ye geçiş serüveninde önemli bir rol oynayan Prof. Dr. Mustafa Fahir Yeniçay hakkında yazılan bu yazıyı okumanız olacaktır.

Diğer yazılarımız için blog sayfamızı ziyaret edebilirsiniz

Türkçe
Rüştü Erciyes Karakaya
Sabancı Üniversitesi Lisans Öğrencisi