Akademi Ödülleri'ne layık görülen Parazit'i yazdık
Parazit birkaç ay öncesine kadar Türkiye’de vizyona girdiğinde sinemaya gidip gitmemek konusunda tereddüt ettiğim bir filmdi. Arkadaşlarımın ısrarı sonucu kendimi sinemada bulmuştum. Hiçbir zaman sinematografi bağımlısı olmadım, çok iyi diyaloglarla dolu bir sahne benim için her zaman çok iyi kamera açılarıyla çekilmiş bir sahneden daha değerli. Parazit’e daha girmeden önce fragmanını bile izlememiştim ve ne izleyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Filmi izlemeye başladığımda olmayan beklentiler önce keyife sonra da hayranlığa dönüştü. Bitiminde de doğal olarak izlediğim en güzel filmlerden biri olduğunu düşündüm. Parazit’ı çok fazla sevmiştim ama insanlar tarafından bu kadar benimseneceğini o zamanlardan ön görmek fazlasıyla zordu. Günün sonunda Parazit ve yönetmeni Bong Joon-Ho objektifliği her zaman tartışmalı olan sinema endüstrisinin en prestijli ödül töreni Oscar’a damga vurdu. Her ne kadar Parazit ödülü kazanmış olsa da insanların belki de bir Kore filmi olduğundan veya ismini daha önce hiç duymamış olmalarından dolayı benim gibi ön yargılı olabileceklerini düşündüm. Bugün Parazit'i spoilersiz bir şekilde anlatacağım ve Parazit'in Oscar almasının aslında ne kadar farklı bir olay olduğunu size anlatacağım.
Parazit Ne Anlatıyor?
Parazit işsiz ve fakir bir ailenin zengin bir ailenin yanında sırayla işe girmesini anlatıyor. Filmin konusu bu kadar basit aslında. Film de bu metnin altında, ilk bölümü beklenmedik derecede komedi olarak işliyor. Burada beklenmedik olmasının nedeni filmin bu komediyi espriler üzerinden değil olaylar üzerinden vermesi. Tabi bu esnada genel olarak Asya kültüründe olan abartılı tepki verme olayı komedi seviyesini bir yabancı için daha da arttırıyor ama bu abartı tepkiler asla eğreti durmuyor. İlk bölümde sadece boş boş gülmek için izlediğim birçok filmden daha fazla güldüm ve eğlendim. İlk bölüm sonrası olaylar daha trajik bir hal alıyor ve tahmin edemeyeceğiniz bir noktaya doğru evriliyor. İlk bölümünün bu kadar basit bir konusu olmasına rağmen bu kadar etkileyici olmasının nedeni ise bence altında yatan mükemmel bağlantılar. Fakir aile ve zengin aile çok uçtalar. Fakir olan ailenin hikayesini izlerken ciddi anlamda o yoksulluk ve çaresizliği çok güzel anlatıyor. Aynı şekilde zengin olan ailenin vurdumduymaz oluşu ve olayların fakir bir ailenin ve zengin bir ailenin gözünde aslında ne kadar farklı olduğunu mükemmel bir şekilde anlatıyor. Film temelde bu iki sınıfın çarpışmasını izletse de sık sık ileriye dair ipuçları veriyor ve bunları çözdükçe daha da keyifleniyorsunuz. Film bazı insanlar için belki de bir metafor bombardımanı gibi gelebilir ki bu çok normal çünkü hala Parazit hakkında bir şeyler okuyorum ve sahnelerin altında çok hoşuma giden yeni detaylar öğreniyorum. Film içinde sık sık şimdi ne olacak, bunun altından nasıl kalkacaklar deseniz de olaylar o kadar doğal bir akış içinde bağlanıyor ki sesinizi çıkaramıyorsunuz. Parazit'in vasat kalan yanları yok mu diye düşündüğünüzde sadece küçük birkaç kısım geliyor ama onlar muhtemelen sonrasında filmi düşündüğünüzde aklınıza bile gelmeyecek detaylar. Parazit günün sonunda, aslında bazı insanlar tarafından “festival filmi” olarak tanımlanabilir. Çünkü filmin içinde bulunan estetik ve kamera kullanımı da inanılmaz başarılı ama anlatılan hikayenin verdiği keyifle beraber film bu sınıflandırmanın daha da ötesine geçiyor ve ana akım seyircisiyle sinefil olan insanları bir araya getiriyor. Belki de gücü tüm sinema izleyicilerine hitap etmesinden geliyordur.
Parazit Oscar’ı Nasıl Kazandı?
Parazit Oscar ödül törenlerinin öncesinde sinema endüstrisi için önemli sayılan birçok törende ödül alsa da Oscar çok farklı ve bir anlamda taraflı sayılabilecek bir mecra. Oscar’da her halükarda yabancı bir filmin ödül alması çok zor çünkü Amerikanlar altyazılı film izlemekten nefret ediyorlar. Bunu alta bırakacağım görsele bakarak da anlayabilirsiniz.
Bong Joon-Ho yani Parazit'in yönetmeni de ödül sezonu içinde birçok kez bundan bahsetti.
"Bir kez bir inçlik altyazı barajını aştığınızda çok fazla inanılmaz filmle karşılaşacaksınız." - Bong Joon Ho – Golden Globes
Daha önce yabancı dilde yapılan bir film de Oscar’da en iyi film ödülü kazanamadı. Parazit'i geçmişte en iyi filme aday olmuş yabancı filmlerden ayıran şeyse bence tüm sinemaseverlere hitap etmesiydi. En yakın tarihe göz attığımızda yabancı film olarak Roma akla gelebilir. Roma sinefil olan insanlar tarafından inanılmaz övgülerle karşılansa da ana akım izleyicisi tarafından beğenilmesi çok zor olan bir film. Oscar’da geçmiş yıllarda en iyi film dalında ödül kazanmış filmler de belki ana akım izleyicinin sevdiği filmler değillerdi ama yabancı dilde yapılmış bir film bir de tüm seyirciye hitap etmiyorsa Oscar’da en iyi film ödülünü kazanması çok zor oluyor. Bong-Joon Ho ödül töreni boyunca onlarca festivale giderek Parazit'in neyi amaçladığını çok net bir şekilde anlattı ve film Amerika’da altyazılı filmlere karşı inanılmaz ön yargıya rağmen çoğu salonda kapalı gişe oynadı. Martin Scorsese ve Quentin Tarantino gibi önemli yönetmenler de ödül sezonu boyunca ve geçmişte Bong-Joon Ho’yu fazlaca destekledi ve Parazit günün sonunda en iyi film ödülünü kazandığında da herkes fazlasıyla memnundu. Bong-Joon Ho da Oscar’ın içinde de ödül sezonu boyunca da inanılmaz naifti. En iyi film ödülünü kazandığı anda bile spot ışıklarını diğer adaylarla paylaşmaktan çekinmedi ve konuşmasının büyük bir bölümünü onlara ayırdı. Günün sonunda da Parazit yıllardır süren Oscar’da yabancı filmlere en iyi film ödülünü vermeme geleneğini kırmış oldu ve ben de ilk kez canlı izlediğim bir Oscar töreninde çok sevdiğim bir filmin böyle büyük bir geleneği kırmış olmasına tanık oldum.
Parazit Filmi Güzel Mi?
Parazit 2019’da izlediğim en iyi filmlerden biriydi ve geçmiş sinemayla alakalı yazımda da belirttiğim gibi 2010’larda en sevdiğim 10 filmden biri oldu. Hayatımda ilk kez hiçbir beklentimin olmadığı bir filmden bu kadar hoşnut olarak ayrıldım. İzlemediyseniz ve filme dair ön yargılarınız varsa kesinlikle bir kenara bırakıp filmi izlemenizi tavsiye ederim. İzledikten sonra da internette yapılmış spoiler içeren incelemeleri okursanız keyfiniz katlanacaktır. Herhangi bir otorite değilim ama film izlemeyi seven biri olarak kesinlikle kefilim.