Yaptığı projelerle ve çılgın fikirleriyle adından sıkça söz ettiren Elon Musk bu sefer de insan beynini hacklemenin bir yolunu bulmaya çalışıyor.
Geçen temmuz ayında gizemli şirketi Neuralink’in lansmanını gerçekleştiren Elon Musk, oldukça çok konuşulan beyin çipi “N1” in tanıtımını yapmıştı. Çok kısa tanımıyla insan beyninin korteksine yerleştirilecek küçük çipler ile nöronların hareketlerinin incelenmesini ve datayı toplamasını sağlayacaklar. Size de bu fikir çok yabancı gelmiyor değil mi? Çünkü aslında şu an bile kullanılan “Utah Array” olarak bildiğimiz ve nöronları elektrik devrelerine bağlayan mikroelektrot dizilerinin neredeyse aynısı. Tabii birkaç önemli güncelleme dışında…
Nedir bu mikroelektrot dizileri?
Öncelikle şu mikroelektrot dizilerinin ne olduğunu hatırlayalım. Hastalık nedeniyle konuşma, hareket etme gibi becerilerini kaybetmiş olan bazı insanların “zihinleriyle” robotik kolları hareket ettirdiğini, yazı yazdıklarını, bilgisayar kullanabildiklerini eminim ki görmüşsünüzdür. İşte bunlar aslında o kişilerin beyinlerine bağlanan bu küçük mikroelektrotlar ile mümkün oluyor. Sinirler ve elektronik devreler arasındaki çok küçük iğneler diyebiliriz.
Ne kadar küçük olsalar da insan beyni çok hassas bir organ olduğundan bu küçüklükte bir elektrot bile vücudun “Yabancı Cisim!” alarmı vermesine yetebiliyor ve bazen damarlara, sinirlere çok büyük hasar verebiliyor. Bu sorunu çözmek için çalışmalara başlayan Elon Musk, hedefini en iyisini yapmaya çeviriyor ve bizler de Neuralink’in “N1”i ile tanışmış oluyoruz.
Daha yeni, daha küçük ve daha esnek: N1
Normal mikroelektrotlardan oldukça küçük olan ve bir saç telinden daha ince bir yapıya sahip olan bu çip, ayrıca esnek olmasıyla da birçok kolaylığı getirmiş oluyor. Çünkü artık insan beyni için daha az hasar verici (?) bir şekle bürünmüş durumda.
Tabii bu küçüklüğü yanında bazı zorlukları da getiriyor. Mesela çok iyi bir cerrahın elinde bile tam istenen bir şekilde yerleştirilemeyebiliyor. Bu bir engel mi? Elon Musk için asla! Bu sorunu çözmek için hemen kolları sıvayan Musk ve ekibi, N1’i beyine yerleştirmek için özel bir robot tasarlıyor. Mikro boyutlarda çalışan bu robotta ne bir el titremesi ne de bir tereddüt var. Sadece işini yapıyor ve sıfır hata ile yerleştirme tamamlanıyor.
“Matrix” filmi gerçekleşiyor mu?
“Sonuç ne olacak?” sorusu büyük ihtimalle hepimizin en çok merak ettiklerinden. Matrix filminde Neo’nun kung-fu datalarını direkt olarak beynine aktardığı ve “I know Kung-Fu.” repliğiyle efsane olduğu sahneyi gözünüzün önünde canlandırdığınıza eminim. Vizelerden önce çok iyi olmaz mıydı?
”I know MATH203… (MATH 203 biliyorum)”
Üzülerek söyleyebiliriz ki şimdilik N1’in böyle bir yeteneği yok gibi. Ama Elon Musk bu, her an her şeyi yapabilir. N1’ de ise amaç biraz daha, nöronların hareketlerini incelemek, dataları toplamak ve nöronlar arası iletişimi sağlamak. En önemlisi bunları minimal boyutlarda yapabiliyor olmak.
Elon Musk neyi hedefliyor?
2008 yılında maymunlara yapılan bir deney var. Bir yere kollarını hareket ettiremeyecekleri şekilde bağlanıyorlar ve kafalarına bağlanan elektrotlar sayesinde yanlarındaki robotik kolu hareket edip ettiremeyecekleri gözlemlenmek isteniyor. Bu aktivasyonu gerçekleştirmek için de deneğin önüne sürekli bir yiyecek konuluyor. Onu alma isteği o kadar artıyor ki farkında olmadan robotik kolu harekete geçiyor ve onu kendi kolu sanıyor.
Bunun insan üzerinde de etkili bir şekilde kullanılabilmesi aslında en büyük amaçlardan biri. Yürüyemeyen, konuşamayan ve bu gibi yetilerini kaybetmiş insanların bu mikroelektrotlar ile eski haline geri dönmeleri planlanıyor. Ayrıca beyin dalgalarının sürekli takipte olunması ile hastalıklara tedavilerin daha hızlı bir şekilde bulunacağı savunuluyor.
Dikkat! Data çıkışı
En büyük merak konularından bir tanesi elbette beyindeki tüm bu bilginin nasıl dışarı çıkacağı. Tamam, evet oralarda bir yerlerde bilgilerin olduğunu biliyoruz ama bunu bilgisayar ortamına nasıl aktaracağız? İşte bu biraz karmaşık bir süreç…
Tam olarak işlemin nasıl gerçekleştiği Neuralink yetkilileri tarafından bir sır gibi saklansa da işin aslı bu milyonlarca küçük sinyali amplifiye etmek yani şiddetini yükseltmek, daha sonrasında bu sesi gereksiz gürültülerden ayıklamak ve tüm bu işlemi Binary sistemine dönüştürmek ve böylece bilgisayarın anlayacağı datayı elde etmek. Kolaymış değil mi?
Akıllı ve bir o kadar da korkutucu…
Elon Musk’ın lansmanda verdiği bilgilere bakılırsa N1 çipi Wireless ve Bluetooth ile telefona bağlanabiliyor. Tamam, işte bu biraz tuhaf. İnsanların rüyalarından oluşan bir Netflix serisi gelirse şaşırmayın derim. Zaten Musk, bir hedefinin de bilincin sırrını çözmek olduğunu söylüyor. O zaman bize de “Add to My List” demek kalacak sanırım.
Ek olarak “App Store güncellemelerini halletmeliyiz” şakasını yapan kişi, Elon Musk olunca insan biraz ciddiye alıyor açıkçası. Bundan birkaç yıl sonra kafamızın içinde “Yetersiz Depolama Alanı” uyarısını görebiliriz.
Harari, “21. Yüzyıl için 21 Ders” kitabında kafamızın içinin sadece bize özel bir alan olduğunu savunuyor. Yani kim olursa olsun bizim ne düşündüğümüzü dışardan bakarak anlamayacak. Burası bizim kendimizi en çok güvende hissettiğimiz yermiş. Peki N1 kendini geliştirip bizim bu alanımızı işgal edebilecek mi? Bunun için ilk olarak Elon Musk ve Neuralink ekibinin FDA (Food and Drug Administration) onayını almalarını gerekiyor. Yani biraz daha yolları olduğunu söyleyebiliriz. Ondan sonra ne mi olacak? Sanırım bu soruya en iyi tahmin, bir youtube kullanıcısından gelmiş:
“Kafamın içinde 5 saniyelik reklamlar mı verilecek?”