2000'lerin başında Strokes, Is This It albümünü piyasaya sürdüğünde aslında bir grup Sheffield'lı gence de ilham vermişti. O çocuklar 2002'de ilk gitarlarına sahip olduklarında az çok müzik yapmaya başladılar. 2004'te yanlarına bir baterist ve bir gitarist daha katıldı ve ilk demolarını zamanın en büyük sosyal medya zamazingosu MySpace'e yüklediler ve İngiltere müzik piyasasını tam anlamıyla karıştırdılar. 2005'te ilk EP'leri Five Minutes With Arctic Monkeys yayınlandığında, sayısız plak şirketi Arctic Monkeys ile anlaşma yapmak için sıraya girdi. Ama hiçbir hamle yapmadılar ve 2006'da sürecin içinde ezilmediler ve ilk albümünü yayınlayana kadar hiçbir şirketle anlaşma yapmadılar. 2006'da bir plak şirketiyle anlaştılar ve ilk teklilerini yayınladılar. Bu tekliler İngiltere'de zirveye oturdu ve ilk albümleri "Whatever People Say I Am, That's What I'm Not" yayınlandığında İngiltere'de en hızlı satan albüm rekorunu Oasis'ten aldılar ve NME gibi prestijli bir dergi tarafından "Gelmiş Geçmiş En İyi İngiliz Albümleri" listesinde 5.sıraya konuldular. Yaklaşık 3-4 yıllık süreç içerisinde Arctic Monkeys, İngiltere'nin en popüler gruplarından birine dönüştü ve o ün 15 yıldır bir gram eksilmedi. Bu 15 yılda Arctic Monkeys sayısız evrim geçirdi ama tüm evrimlerinin sonucunda harika müzikler yapmaya devam ettiler. Bu evrimlerin başrolünde ise hep grubun solisti Alex Turner vardı...
Arctic Monkeys ile Nasıl Tanıştım?
Arctic Monkeys ile 2013 civarlarında tam bir ne yapacağını bilmez haldeyken tanıştım. ''Do I Wanna Know'' ilk dinlediğim Arctic Monkeys şarkısıydı ve nasıl karşılaştığımı bile hatırlamıyorum. "Do I Wanna Know" hoşuma gitmişti ama benim için çok da bir olayı yoktu. Hatta bir süre sonra ismini bile unutmuştum şarkının. Sadece ritim aklımdaydı. 11-12 yaşlarında bir çocuktum ve açıkçası İngilizce de bilmiyordum bu yüzden sözlerinin de aklımda kalması pek olası değildi. 2014 yılbaşında kuzenim bu şarkıyı tekrar açtığındaysa şarkının ismini hatırladım ve birkaç gün sürekli dinledim. Do I Wanna Know, "AM" albümünün bir parçasıydı. Do I Wanna Know'dan yeterince sıkıldığımda bu albümün hepsini dinlemek istedim. O zamanlar müzik zevkim çok sığdı ve bu kadar karakteristik değildi, o yüzden yeni bir şeyler bulunca sömürüyordum. "AM" albümünün hepsini dinlediğim zaman şaşırmıştım, çünkü tüm şarkıları çok beğenmiştim ve bu o zaman çok karşılaştığım türden bir olay değildi. Muhtemelen herkesin ergenlik döneminde karşısına çıkan ve o yıllarda inanılmaz tükettiği bir grup vardır. Benim için bu grup Arctic Monkeys'di, geçmiş zaman kipiyle konuşsam da hala en sevdiğim grup. Tabiki AM albümünü beğenince durmadım, zamanla tüm diskografiyi dinledim ve her farklı albümü dinlediğimde farklı şeyler buldum. Bu aslında neden Arctic Monkeys'in asla eskimediğinin göstergesi bence. 2006'da çıkan "Whatever People Say I Am, That's What I'm Not" gibi 3-4 albüm daha yapsa Arctic Monkeys bir şey kaybetmezdi. Çünkü albüm mükemmeldi ve Arctic Monkeys de bu tarzdan yürüyecek kadar başarılıydı. Ama asla inovatif olmaktan çekinmediler ve her seferinde yenisini denediler. Çünkü müzik yapmayı seviyorlardı, endüstriyel müziğin onlara direttiklerini değil.
Favourite Worst Nightmare
Grubun ve Alex Turner'in evrimini daha net anlatabilmek için birkaç albümü anlatmak istedim. "Whatever People Say I Am That's What I'm Not" 2006'da çıktığında İngiltere'de inanılmaz bir etki yarattı. Ama bu etkinin soğumasını asla beklemediler ve 2007'de Favourite Worst Nightmare çıktı. Bu albüm 2006'dakine aslında sound olarak benzer. Çünkü sadece 1 yıl sonrasında çıkmış. Ama milenyum çağının en iyi şarkılarından biri olan 505'e sahip ki bu özelliği muhtemelen onu bir önceki albümün ötesine götürüyor. 505'in dışında Fluorescent Adolescent, Brianstorm, Teddy Picker gibi benim çok sevdiğim birkaç tane daha şarkıya sahip. Genel anlamda bu albüm aslında Arctic Monkeys'in British Rock tarihindeki yerini kesinleştirmesi ve kanıtlaması için yapılmış ilk albümün ötesinde olan bir albümdü.
The Last Shadow Puppets ve Humbug
2009'da çıkacak albüm Humbug'tan önce Alex Turner'ın hayatında bir şeyler değişti çünkü 2008'de Alex Turner, daha önce burada adını hiç anmadığımız Miles Kane ile çalışmaya başladı. Miles Kane ile beraber The Last Shadow Puppets adında bir grup kurdular. Alex Turner her zaman inanılmaz iyi bir söz yazarıydı ama TLSP aslında o potansiyelin daha da açığa çıkmasını sağladı. 2008'de canavar gibi iki tane şarkıyla piyasaya girdi TLSP. " Standing Next To Me " ve " My Mistakes Were Made For You"... Bu iki şarkı şu ana kadar Arctic Monkeys'ın yaptığı hiçbir işe benzemiyordu. Tamamen farklı iki sese ve tarza sahipti. Bu tarz değişikliği tabiki Humbug'ı da etkiledi. Bu albüm, ilk albüme ve ikinci albüme benzemiyordu. 1. ve 2.albümde yerinde duramayan ve sürekli müzik yapan bir grup insanı dinlerken Humbug tamamen farklı bir şeyleri hatırlatıyordu. Humbug, ilk iki albüm kadar eğlenceli değildi belki ama çok güzel bir olgunluğa sahipti. Hit yapmayı bir şekilde başarıyorlardı, ama hit olmak için albüm yapmıyorlardı. Humbug, Arctic Monkeys'in ilk denediği şeydi aynı zamanda Alex Turner'in giderek daha iyi bir söz yazarı olma sürecinin ve grubun müzikal anlamda büyüme sürecinin bir parçasıydı. Humbug bana en sevdiğim şarkı olan "Crying Lightning" 'i hediye etti. Bu yüzden benim için yeri çok farklı.
İlk Radikal Evrim
Humbug tartışmalı bir albüm olsa da insanların çoğunun beğendiği bir albümdü. 2011'de çıkan "Suck It and See" albümü ise, grubun başlarda kazandığı kitleyi üzecek türden bir albümdü. Çünkü çok farklıydı. 2006-2007'de bağıran gitarlar, inanılmaz rifflerin yerini inanılmaz sözler ve başrolde olan bir vokal almıştı. 2011'deki sürece tanık olamadığımdan ve bu kabuk değiştirme sürecini çok sonradan gördüğümden o zaman için fikrim ne olurdu bilmiyorum. Ama 2011'den tepkilere baktığımda insanların çoğunun mırın kırın ettiğini görüyorum. Bu albüm Humbug'tan sonra inanılmaz cesaretli bir albümdü ve gruba kitle kaybettirebilecek kadar farklı bir albümdü.
Arctic Monkeys 2011
2011'deki albüm sonrası insanların yeni bir Arctic Monkeys albümü için ne kadar heyecanlandıklarını bilmiyorum ama 2013'te Arctic Monkeys, 21.yüzyılın en iyi albümlerinden birini yaptı. Bu albüm o kadar güçlü ve evrensel bir albümdü ki gruba çok farklı bir kitle kazandırdı. En basitinden Türkiye'de bile Arctic Monkeys bu albümden sonra çok fazla insan tarafından sevilmeye başladı. Albüm şimdiye kadar çıkmış tüm Arctic Monkeys albümlerinin güçlü yanlarını içeriyordu ve her şey inanılmaz bir şekilde dengeliydi. 18-20 yaşlarında ilk albümlerde gençken ne kadar hareketli olduklarını, 21-23 yaşlarında daha olgunken artık biraz daha olgun ve duygusal yanlarının da olduğunu, ve en son AM'de 25-27 yaşlarında artık ortada buluştuklarını görüyordunuz. 2006-2007'nin tarzına en yakın albümdü aslında AM. Her albümün içerisinden azar azar bir şeyler içeriyordu bu yüzden çok güçlüydü.
Alex Turner'a Hediye
2013'ten sonrasına kendi gözümle şahit olduğumdan artık benim de bir şeyler için heyecanlanma vaktim gelmişti. 2015-2016 yıllarında artık tüm Arctic Monkeys şarkılarını yemiş bitirmiş biri olarak yeni bir albüm için inanılmaz heyecanlı durumdaydım. 2016'da TLSP altında Alex Turner yine bir albüm yaptı ve bu albüm çok başarılıydı. Alex Turner bu albüm sonrası TLSP ile istediği şeyleri deneyebildiğini, Arctic Monkeys ile ise dar bir pencereye sıkıştıklarını ve bir çeşit bunalımda olduğunu söyleyecekti. Bu bunalımı ise gideren şey Alex Turner'a hediye edilen piyano oldu. 2018'de Tranquility Base Hotel and Casino albümü çıktığında benim için bir kış günüydü. Olayı dramatize etmek için değil gerçekten yağmurlu bir cuma gününde okuldan dönerken yeni albümü dinleyecektim. Çok heyecanlıydım çünkü 5 yıl boyunca beklediğiniz bir olay ve Arctic Monkeys cidden karakteristik bir grup. O gün TBHC'yi dinleyip bitirdiğimde ise ciddi anlamda tuhaf hissettim. Çünkü TBHC çok ama çok farklı bir albümdü. Şu ana kadar bu yazıda şimdiye kadar yapılmış hiçbir şeye benzemiyordu kalıbını binlerce kez kullandım ama TBHC ciddi anlamda çok farklı bir albümdü. Bu albümde diğer albümler gibi mainstream bir şey yok. Alex Turner albümü şuan yapmak istediğim müzik tam olarak bu diyerek tanımlıyor. Albümü dinlemeye başlayınca da bir dizi futuristik hikayeyi dinliyorsunuz, sanki Alex Turner konuşuyormuş da arkasından melodiler verilmiş gibi. O sert gitarların yerini piyanolar, klavyeler almıştı. Albümdeki her şey birbiriyle ciddi anlamda bağlantılıydı, ama müzikal anlamda albümün sunmak istediği bir şey yoktu çünkü albüm anlatmak istediğini sözlerle anlatıyordu bu yüzden albüm sanki bir müzik resitalinden çok Alex Turner'in az önce dediğim gibi artık söz yazarlığında arşa erdiğini gösteren bir söz yığını gibiydi. TBHC elbette ki beklediğim gibi bir albüm değildi, ama hem Bowie’nin 70’lerde yaptığı albümlere hem de geleceğe selam çakan zamanın ötesinde bir albüm olduğuna şüphem yoktu.
Arctic Monkeys Neden Farklı Müzik Yapıyor?
TBHC de gösterdi ki Arctic Monkeys istediğini yapmaktan korkmayan ve müziği sadece sevdiği için yapan bir grup. İlk albümden ve son albümden birer şarkı açtığınızda alakasız iki şey görüyorsunuz. TBHC artık Alex Turner'in yetişkinliğinin bir ürünü. AM ve ondan önce yaptığı başarılı albümlerle inanılmaz bir kitle yaratmış bir grubun, kitlesel kaygılarla değil de sanatsal kaygılarla bir şey ortaya çıkarıyor olması çok etkileyici bir şey. Bu yüzden Arctic Monkeys çok ayrı bir grup zaten. Tabiki bu süreçte grubun diğer üyeleri Matt Helders,Jamie Cook ve Nick O'Malley'in de Alex Turner'in değişimine ayak uydurabilmiş olmaları onların da sevdikleri müziği yapmanın peşinde olduğunu gösteriyor. Arctic Monkeys'in Türkiye'de AM ile kazandığı ve Do I Wanna Know ile 505 harici grup hakkında pek fikri olmayan bir kitlenin TBHC hakkında olumlu şeyler söylemesi pek mümkün değil. Ortada bir konsept var ve denenen farklı şeyler var. Modern rock artık sürekli Arctic Monkeys'in eskiden yaptığı şeylere benzer şeyler üretmeye başladı zaten. Arctic Monkeys geçtiğimiz 15 yılda sayısız değişim geçirdi ve muhtemelen birkaç yıl sonra yeni bir albüm gördüğümüzde de bambaşka şeyler göreceğiz, bu kısmı zaten çok heyecan verici. Yazımı bitirirken pek fazla kişi tarafından bilinmeyen en sevdiğim Arctic Monkeys şarkısını aşağı bırakıyorum.
Ege Demirci
Sabancı Üniversitesi Lisans Öğrencisi